Download PDF
Back to stories list

Mum çocuklar Children of wax Les enfants de cire

Written by Southern African Folktale

Illustrated by Wiehan de Jager

Translated by Leyla Tekül

Read by Leyla Tekül

Language Turkish

Level Level 2

Narrate full story

Autoplay story


Bir zamanlar çok mutlu bir aile varmış.

Once upon a time, there lived a happy family.

Il était une fois une famille bien heureuse.


Çocuklar hiç kavga etmezler anne babalarına evde ve tarlada yardım ederlermiş.

They never fought with each other. They helped their parents at home and in the fields.

Ils ne se disputaient jamais. Ils aidaient leurs parents à la maison et dans les champs.


Ama ateşe yaklaşmaları yasakmış.

But they were not allowed to go near a fire.

Mais ils n’avaient pas le droit de s’approcher d’un feu.


Bütün işleri gece yapmak zorundaymışlar. Çünkü hepsi mumdan yapılmışmış.

They had to do all their work during the night. Because they were made of wax!

Ils devaient faire tout leur travail pendant la nuit. Puisqu’ils étaient faits de cire !


Ancak çocuklardan biri hep güneşe çıkmayı hayal edermiş.

But one of the boys longed to go out in the sunlight.

Mais un des garçons désirait se promener au soleil.


Nitekim sonunda bir gün dayanamamış. Kardeşleri onu uyarmışlar.

One day the longing was too strong. His brothers warned him…

Un jour son désir était trop puissant. Ses frères l’avertirent…


Ama artık çok geçmiş. Çocuk sıcak güneşin altında eriyivermiş.

But it was too late! He melted in the hot sun.

Mais c’était trop tard ! Il fondit au soleil brûlant.


Diğer mum çocuklar kardeşleri eriyip yok olduğu için çok üzülmüşler.

The wax children were so sad to see their brother melting away.

Les enfants de cire étaient si tristes de voir leur frère fondre.


Ama bir plan yapmışlar. Eriyen mumu bir kuş biçimine sokmuşlar.

But they made a plan. They shaped the lump of melted wax into a bird.

Mais ils firent un plan. Ils façonnèrent le morceau de cire fondue en oiseau.


Kuş biçimindeki kardeşlerini alıp yüksek bir dağa çıkarmışlar.

They took their bird brother up to a high mountain.

Ils apportèrent leur frère l’oiseau jusqu’au sommet d’une montagne haute.


Ve güneş yükselmeye başladığında kuş sabah ışığında güzel güzel öterek uzaklara doğru uçmuş.

And as the sun rose, he flew away singing into the morning light.

Et lorsque le soleil se leva, il s’envola vers la lumière du matin en chantant.


Written by: Southern African Folktale
Illustrated by: Wiehan de Jager
Translated by: Leyla Tekül
Read by: Leyla Tekül
Language: Turkish
Level 2
Source: Children of wax from African Storybook
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 3.0 International License.
Options
Back to stories list Download PDF