Zurück zur Geschichteliste
Küçük erkek kardeşim geç saatlere kadar uyuyor. Ben erken kalkıyorum çünkü ben harika bir çocuğum.
Mein kleiner Bruder schläft lange. Ich wache früh auf weil ich toll bin.
Güneşi içeri alan benim.
Ich bin diejenige, die die Sonne herein lässt.
Annem hep, “Sen benim sabah yıldızımsın,” diyor.
„Du bist mein Morgenstern“, sagt Ma.
Kendim yıkanıyorum, hiç yardıma ihtiyacım yok.
Ich wasche mich. Ich brauche keine Hilfe.
Soğuk su ve kötü kokulu sabunla pekala işimi görebiliyorum.
Ich kann mit kaltem Wasser und der blauen, riechenden Seife umgehen.
Annem hatırlatıyor, “Aman dişlerini unutma.” Ben de, “Ben mi? Ben hiç bir zaman unutmam!” diye cevap veriyorum.
Ma erinnert mich: „Vergiss Deine Zähne nicht.“ Ich antworte: „Niemals, ich doch nicht!“
Yıkandıktan sonra büyükbabamı ve teyzemi selamlıyorum ve onlara iyi günler diliyorum.
Nach dem Waschen grüße ich Opa und Tante und wünsche ihnen einen schönen Tag.
Sonra kendi kendime giyiniyorum, “Anne bak, ben büyüdüm artık,” diyorum.
Dann ziehe ich mich an. „Ich bin nun groß, Ma“, sage ich.
Düğmelerimi ilikliyorum ve ayakkabılarımı bağlıyorum.
Ich kann meine Knöpfe zumachen und meine Schnürsenkel binden.
Ve küçük erkek kardeşimin mutlaka okulla ilgili haberleri öğrenmesini sağlıyorum.
Ich sorge dafür, dass mein kleiner Bruder alle Neuigkeiten aus der Schule erfährt.
Sınıfta her gün elimden gelenin en iyisini yapmaya gayret ediyorum.
In der Schule gebe ich mein Bestes.
Her gün bütün bu iyi şeyleri yapıyorum. Ama tabii en çok sevdiğim şey bir sürü oyunlar oynamak!
Ich tue all diese guten Dinge jeden Tag. Aber das, was ich am meisten mag, ist spielen und spielen!
Geschrieben von: Michael Oguttu
Illustriert von: Vusi Malindi
Übersetzt von: Leyla Tekül
Gelesen von: Leyla Tekül
